- Katılım
- 4 Tem 2022
- Mesajlar
- 547
- Tepkime puanı
- 2
- Puanları
- 18
- Konum
- İstanbul
- Web sitesi
- kurumsalfirmaadresleri.com
“Anatomisi ve fizyolojisi gereği sağlıklı her kadının vajinal akıntısı olur” diyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Özgür Ağlamış; yeşil, sarı, kahverengi, beyaz, kokulu veya köpüklü akıntının nedenlerini, tedavilerine ilişkin neler yapılabileceğini anlattı...
Sanılanın aksine kadınlarda görülen akıntı vajinal kökenli değildir. Çünkü vajenin bez tabakası bulunmaz. Bu sıvılar vajina girişinden ve rahim ağzında bulunan bezlerden gelen sekresyonlarla, vajinadan dökülen hücresel tabakanın birleşmesiyle oluşur.
Renksiz, kokusuz ve şeffaftır. Miktarı rahatsızlık oluşturmayacak, ped doldurmayacak kadardır. Hormonal durum, regl sürecinin kaçıncı gününde olduğunuz, hatta cinsellik bile bu normal akıntıyı etkileyebilir.
Sağlıklı bir cinsel ilişki için vajinanın gerekli kayganlığının sağlanması gerekir. Bu, vajinanın girişinde bulunan salgı yapan bezlerden salgılanan sıvılarla sağlanır. Bu normal bir akıntıdır. Sadece cinsel ilişki ve öncesi değil, uyarılma yaşayan kadınların iç çamaşırlarında fark ettikleri ıslaklık da bu normal akıntının sonucudur.
VAJİNAL AKINTININ YOĞUN OLMASININ NEDENİ
28 günde bir adet gören kadınlarda adetin 14. günü yumurtladıkları varsayılır. Bu yumurtlama süreci öncesi kadınlarda görülen akıntı da fizyolojik bir akıntıdır. Diğer günlerdeki akıntıya göre biraz daha yoğun kıvamlı olmasıyla fark edilir. Gebelik öncesi spermin rahime rahat ulaşabilmesinde servikal kanaldan salınan sıvılar rol oynar. Bu da bahsettiğimiz yoğun kıvamlı akıntıyı oluşturur. Modern tıp gelişene kadar birçok uygarlıkta kadınların gebe kalabileceği zamanın belirlenmesinde bu yoğun içerikli akıntının takibi yönteminin kullanıldığı bilinmektedir. Çiftler bu yoğun kıvamlı akıntıyı takip etmişler, fark ettikleri andan itibaren ilişki yaşayarak gebe kalmaya çalışmışlardır.
Ne zaman ki bu akıntı sarı, yeşil, kahverengi renk alır, kokulu olmaya başlar, köpüksü bir hal alır, kanla karışık olur, peynirimsi kıvamda beyaz ve yoğun bir akıntı olur; işte o zaman patolojik olarak kabul edilir.
Vajinada laktobasil ağırlıklı bir flora vardır. Bu laktobasiller vajinanın asidik pH ortamının korumasını sağlar. Asidik ortamda zararlı mikroorganizmaların vajinada çoğalmasını engeller. Ne zaman ki laktobasillerin düzeyi azalırsa işte o zaman bu sevimsiz akıntıların kaynakları ortaya çıkar. Örneğin yoğun miktarda antibiyotik kullanan bireyde antibiyotikler sağlıklı laktobasillerin sayısını azaltmakta bu da çoğu kadının antibiyotik sonrası neden vajinal akıntısının arttığının en iyi göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
SARI -YEŞİL AKINTI NEDENLERİ VE TEDAVİSİ
Normal olmayan bu akıntı türünde kaynak genelde trikomonas vajinalistir, yani bir patojendir. Genelde cinsel yolla bulaşabildiği gibi nadiren farklı yollarla da bulaşabilir. Genelde kötü kokuludur ve cinsel ilişki sonrası kokunun artması izlenir. Sarı - yeşil köpüksü bir akıntıdır. İmmun sistemi zayıf, sigara içen, ek hastalıkları olan, kişisel hijyenine önem vermeyen kişilerde daha sık izlenir. Mutlaka medikal olarak tedavi edilmesi gerekir. Ağızdan tedavi ve vajinal yoldan fitiller kullanılır. Sadece kadının değil partnerinin de tedavi edilmesi önerilmektedir. Eğer partner de bu etkene sahip ise kısır bir döngü ile tedavi sonrası tekrar ilişki sonucu partnerinden yeniden bulaş olacaktır. Tedaviye çabuk ve hızlı yanıt alınır.
GRİ-BEYAZ AKINTI NEDENLERİ VE TEDAVİSİ
Polimikrobiyal bir durumdur. Aslında bir enfeksiyon durumu değildir, vajina florasındaki mikroorganizmaların dengesinin değişmesi, bahsettiğimiz mikroorganizmaların laktobasilllere üstünlük sağlamasıyla oluşur. Çok keskin olan bozulmuş balık kokusu bu durumun en önemli belirtisidir. Özellikle cinsel ilişki sonrası ve mens döneminde bu rahatsız edici koku artmaktadır. Doktorunuza başvurmanız ve tedavi almanız gereken bir durumdur. Vajinal fitil tedavisi yaygın olarak kullanılmaktadır.
BEYAZ (PEYNİRİMSİ, SÜT KESİĞİ TARZI) AKINTI NEDENLERİ VE TEDAVİSİ
Eğer beyaz peynir kıvamlı bir akıntıya sahipseniz çok büyük oranda bir mantar enfeksiyonu ile karşı karşıyasınız. Vajina içi ıslak, nemli, sıcak bir ortamdır. Tam da mantarların çoğalmak için aradığı ideal ortamdır aslında. Akıntı diğer enfeksiyonlarla karışmadığı sürece genelde kokusuzdur. Diğer akıntılardan farklı olarak yoğun bir kaşıntı hissi söz konusudur. Hastalar bu renksiz ve kokusuz akıntıdan değil, sebep olduğu yoğun batma, kaşınma ve acı hissinden dolayı doktorlarına başvururlar. Özellikle yoğun antibiyotik kullanan, şeker hastalığı olan, vücut direnci zayıf, sigara içen kişilerde daha sık izlenmektedir. Ağızdan ya da vajinal yoldan alınan mantar ilaçları ile tedavileri yapılır, diğer enfeksiyonlara göre tedavisi daha uzun, tekrarlama riski ise daha yüksektir.
VAJİNAL AKINTILARDAN KORUNMA YOLLARI
Sanılanın aksine kadınlarda görülen akıntı vajinal kökenli değildir. Çünkü vajenin bez tabakası bulunmaz. Bu sıvılar vajina girişinden ve rahim ağzında bulunan bezlerden gelen sekresyonlarla, vajinadan dökülen hücresel tabakanın birleşmesiyle oluşur.
Renksiz, kokusuz ve şeffaftır. Miktarı rahatsızlık oluşturmayacak, ped doldurmayacak kadardır. Hormonal durum, regl sürecinin kaçıncı gününde olduğunuz, hatta cinsellik bile bu normal akıntıyı etkileyebilir.
Sağlıklı bir cinsel ilişki için vajinanın gerekli kayganlığının sağlanması gerekir. Bu, vajinanın girişinde bulunan salgı yapan bezlerden salgılanan sıvılarla sağlanır. Bu normal bir akıntıdır. Sadece cinsel ilişki ve öncesi değil, uyarılma yaşayan kadınların iç çamaşırlarında fark ettikleri ıslaklık da bu normal akıntının sonucudur.
VAJİNAL AKINTININ YOĞUN OLMASININ NEDENİ
28 günde bir adet gören kadınlarda adetin 14. günü yumurtladıkları varsayılır. Bu yumurtlama süreci öncesi kadınlarda görülen akıntı da fizyolojik bir akıntıdır. Diğer günlerdeki akıntıya göre biraz daha yoğun kıvamlı olmasıyla fark edilir. Gebelik öncesi spermin rahime rahat ulaşabilmesinde servikal kanaldan salınan sıvılar rol oynar. Bu da bahsettiğimiz yoğun kıvamlı akıntıyı oluşturur. Modern tıp gelişene kadar birçok uygarlıkta kadınların gebe kalabileceği zamanın belirlenmesinde bu yoğun içerikli akıntının takibi yönteminin kullanıldığı bilinmektedir. Çiftler bu yoğun kıvamlı akıntıyı takip etmişler, fark ettikleri andan itibaren ilişki yaşayarak gebe kalmaya çalışmışlardır.
Ne zaman ki bu akıntı sarı, yeşil, kahverengi renk alır, kokulu olmaya başlar, köpüksü bir hal alır, kanla karışık olur, peynirimsi kıvamda beyaz ve yoğun bir akıntı olur; işte o zaman patolojik olarak kabul edilir.
Vajinada laktobasil ağırlıklı bir flora vardır. Bu laktobasiller vajinanın asidik pH ortamının korumasını sağlar. Asidik ortamda zararlı mikroorganizmaların vajinada çoğalmasını engeller. Ne zaman ki laktobasillerin düzeyi azalırsa işte o zaman bu sevimsiz akıntıların kaynakları ortaya çıkar. Örneğin yoğun miktarda antibiyotik kullanan bireyde antibiyotikler sağlıklı laktobasillerin sayısını azaltmakta bu da çoğu kadının antibiyotik sonrası neden vajinal akıntısının arttığının en iyi göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
SARI -YEŞİL AKINTI NEDENLERİ VE TEDAVİSİ
Normal olmayan bu akıntı türünde kaynak genelde trikomonas vajinalistir, yani bir patojendir. Genelde cinsel yolla bulaşabildiği gibi nadiren farklı yollarla da bulaşabilir. Genelde kötü kokuludur ve cinsel ilişki sonrası kokunun artması izlenir. Sarı - yeşil köpüksü bir akıntıdır. İmmun sistemi zayıf, sigara içen, ek hastalıkları olan, kişisel hijyenine önem vermeyen kişilerde daha sık izlenir. Mutlaka medikal olarak tedavi edilmesi gerekir. Ağızdan tedavi ve vajinal yoldan fitiller kullanılır. Sadece kadının değil partnerinin de tedavi edilmesi önerilmektedir. Eğer partner de bu etkene sahip ise kısır bir döngü ile tedavi sonrası tekrar ilişki sonucu partnerinden yeniden bulaş olacaktır. Tedaviye çabuk ve hızlı yanıt alınır.
GRİ-BEYAZ AKINTI NEDENLERİ VE TEDAVİSİ
Polimikrobiyal bir durumdur. Aslında bir enfeksiyon durumu değildir, vajina florasındaki mikroorganizmaların dengesinin değişmesi, bahsettiğimiz mikroorganizmaların laktobasilllere üstünlük sağlamasıyla oluşur. Çok keskin olan bozulmuş balık kokusu bu durumun en önemli belirtisidir. Özellikle cinsel ilişki sonrası ve mens döneminde bu rahatsız edici koku artmaktadır. Doktorunuza başvurmanız ve tedavi almanız gereken bir durumdur. Vajinal fitil tedavisi yaygın olarak kullanılmaktadır.
BEYAZ (PEYNİRİMSİ, SÜT KESİĞİ TARZI) AKINTI NEDENLERİ VE TEDAVİSİ
Eğer beyaz peynir kıvamlı bir akıntıya sahipseniz çok büyük oranda bir mantar enfeksiyonu ile karşı karşıyasınız. Vajina içi ıslak, nemli, sıcak bir ortamdır. Tam da mantarların çoğalmak için aradığı ideal ortamdır aslında. Akıntı diğer enfeksiyonlarla karışmadığı sürece genelde kokusuzdur. Diğer akıntılardan farklı olarak yoğun bir kaşıntı hissi söz konusudur. Hastalar bu renksiz ve kokusuz akıntıdan değil, sebep olduğu yoğun batma, kaşınma ve acı hissinden dolayı doktorlarına başvururlar. Özellikle yoğun antibiyotik kullanan, şeker hastalığı olan, vücut direnci zayıf, sigara içen kişilerde daha sık izlenmektedir. Ağızdan ya da vajinal yoldan alınan mantar ilaçları ile tedavileri yapılır, diğer enfeksiyonlara göre tedavisi daha uzun, tekrarlama riski ise daha yüksektir.
VAJİNAL AKINTILARDAN KORUNMA YOLLARI
- Öncelikle vajinal duştan kesinlikle uzak durulmalıdır. İster asidik ister bazik pH’ye sahip olan sabun, şampuan, losyon, krem gibi herhangi bir kozmetik ürün kullanılarak vajinal duş alınmamalıdır. Vajinanın normal florasına dışarıdan müdahale edilmemelidir.
- Dar ve sıkı iç çamaşırlar giyilmemelidir.
- İç çamaşırlar sentetik değil pamuk ağırlıklı olmalıdır.
- İç çamaşırlar ütülenerek kullanılmalıdır.
- Günde 1-2 kez iç çamaşırı değiştirilmelidir.
- Günlük ped ve tampon, akıntı varlığında kullanılmamalıdır.
- Bu dönemde cinsel ilişkiden olabildiğince uzak durulmalı, ilişkiye girilecekse mutlaka bariyer bir yöntem (prezervatif/kondom) kullanılmalıdır.
- Bu dönemlerde deniz ve havuza girilmemelidir.
- Yeşil, sarı, kahverengi, beyaz, kokulu, köpüklü akıntı olduğunda mutlaka jinekolog kontrolüne gidilmelidir.